Thor 4’un çizgi romanlardaki en kötü adamlardan birini kullanması ve izleyicilere Natalie Portman’ın Jane Foster Mighty Thor olarak geri dönüşü kesinlikle umutları boşa çıkarmadığını gösteriyor. Neyse ki, Thor’un dördüncü filmi, sinemaseverleri mizah içeren kozmik bir Viking macerasına götürdüğü için bu beklentileri fazlasıyla karşılıyor.
Thor karakterini Guardians of the Galaxy ekibi ile birlikte ruh arayışı yolculuğuna çıkarken görüyoruz ve Tessa Thompson Valkyrie’yi Asgard Kralı olarak atamıştı. Ancak Evrendeki tanrılar acımasızca öldürülürken, bu ekiple yollarını ayıran Thor Valkyrie ve Mjolnir’i kullanan The Mighty Thor’a dönüşen Jane Foster ile takım kurararak. Birlikte, tüm tanrıların öleceğini vaat eden bir uzaylı olan Christian Bale Gorr the God Butcher’a karşı savaşıyorlar.
Bale Marvel Sinematik Evrenindeki en kötü adamlardan birini oynuyor. Büyüleyici bir fizikselliğin yanı sıra, büyük ölçüde tasarımının ve uygulamasının arkasındaki makyaj ekipleri sayesinde Bale, izleyicilere bir kötünün genellikle kendi gözlerinde bir kahraman olduğunu hatırlatıyor. Hareketleri korkunç olsa da Bale, Gorr karakter ile empati kuruyor ve izleyiciler onun kalp kırıklığını hissedebiliyor. Aynı zamanda kanlı bir aksiyon, intikam dolu bir görev anlarıyla hükmediyor.
Thor: Love and Thunder radikal, eğlenceli bir yolculuk sunuyor ama aynı zamanda aşk, kayıp ve kalp kırıklığıyla nasıl başa çıkılacağı hakkında bir hikaye. Sunuyor, geçmiş filmlerde, Thor’un yüzyıllar boyunca ne kadar çok şey kaybettiğine dair ipuçları gördük ve Love and Thunder’da Hemsworth’ün aksiyon, komedi ve trajedi arasında keyifli empatik bir denge bulmasını sağlıyor ve Jane’in kişisel yolculuğu sadece kötü adamı yenmekle ilgili değil. O başkaları için değil, kendisi için de savaşıyor.
Valkyrie olarak Thompson Thor: Love and Thunder’da sağlam bir hikaye kurgusunun yanı sıra geçmişini derinlemesine inceleyerek neyi kaybettiğini, nasıl ilerlediğini ve neye tutunduğunu vurguluyor. Thompson’ın kendini tek başına taşıma şekli, omuzlarındaki ağırlığı. Valkyrie olarak, Love and Thunder’da kendini geveze, galaksiler arası küspe romanının kahramanı olması gerektiğini hissederek Marvel Sinematik Evrenindeki en belalı kahramanlardan biri olmaya devam ediyor.
Thor: Love and Thunder Marvel’da görsel olarak en çarpıcı filmlerden biri ve film izleyicilerine kaynak malzemenin ne kadar eğlenceli olabileceğinin harika bir hatırlatıcısı. Özellikle renk kullanımı, siyah ve beyazı kucaklayan, ekrandaki belirli öğeleri geliştirmek için küçük renk parçaları kullanan doruk noktası savaşlarından ağızları açık bırakıyor.
Thor 4 baştan sona eğlenceli bir film ve dövüşlerle birlikte daha’da eğlenceli hale geliyor. Valkyrie’nin dövüşlerde bu kadar keyif alması ve kanın akıllıca kullanılması muhteşem. Ayrıca Jane ve Gorr’un kendi silahlarını nasıl kullandıkları, benzersiz dövüş stilleri ve Zeus’un bile birkaç numarası var.
Kapanış
Bu ihtişamlı görsellere birde Guns N’ Roses’ın eşlik ettiği film müziği varki. Thor: Love and Thunder’ın tam olarak hak ettiği şeydir ve Waititi’nin Thor vizyonu sadece God of Thunder’ın ihtiyaç duyduğu şey değil, aynı zamanda Marvelin da ihtiyacı olan şey, çünkü Thor: Love and Thunder ile beyaz perdeye çok fazla eğlence ve mizah katıyor.
